Sadece ve sadece doğruları göstermek için buradayım
ve bugüne kadar iyi kötü kendi akademik alanımla ilgili bir şeyler yaptım.
Ancak görüyorum ki, etik ve ahlaki yaklaşımların sürekli olabilmesi için bunun
sosyal ve mesleki yaşamın döngüsü içinde dahil edilmesi gerekiyor. Elbette ki,
bunun için belli görevlerde olmanız, yetkilendirilmiş bir halde olmanız lazım.
Aksi takdirde yapacaklarınızı aktarmanız bir işe yaramıyor. Aynı yollardan Konfüçyüs,
Buda, Aristoteles, Platon gibi düşünürlerin de geçtiğini görünce, nasıl olması
gerektiği hususunda bir kez daha durup düşünüyorsunuz.
Etik ve ahlaki olanı, doğruları anlatmak, bunları
ders olarak vermek kolay, ancak yaşamın içine dahil edilememiş bir etik ve
ahlakın neye yarayacağı konusu bir başka soru işaretidir.
Bunun içindir ki, doğruyu, sadece doğruyu yüceltmek,
doğru eylemi toplumun içine yaymak için belli görevleri yerine getirmeniz
lazımdır.
Umarım ki, yakın bir gelecekte toplumlar bunu anlayacaklar
ve bunu savunan kişilerin ön planda olmasını isteyecekler ve daha düzgün bir
yaşamın oluşmasına öncülük edeceklerdir.
Burada belirttiğimiz konu, daha iyi bir toplum, daha
iyi bir dünya mirası içindir. Asla, hiçbir zaman makam ve mevkinin önemli
olduğu gerçeğini bu satırlardan anlamamalıyız. Ancak Schopenhauer’in de ifade
ettiği gibi, “salon etiği” yani sadece seçkinlerin konuştuğu ve belli yerlerde
konuşulan etik önemli değildir. Önemli olan bunu yaşama yaymaktır. Bunun
gerçekleşmesi için etik ve ahlak, felsefe uzmanlarının belli görevlerde
bunulması, toplumun sağlıklı, doğru ve güzel bir şekilde inşası için onlara
birer fırsat tanınması lazımdır. Siyaset ve politika olmadan başarılabilir.
Bunun insanlık tarihi içindeki örnekleri bizlere yol göstermektedir. Tarafsız,
insana yakışır bir şekilde bir dünyalı gibi tüm canlıları da önemseyen bir
anlayışın artık her alana yerleşmesinin zamanı gelmiştir. Bunun açık ve net bir
şekilde görülmesi, dünyamızın yaşam tarihini değiştirecektir.