Sayfalar

19 Mayıs 2018 Cumartesi

Şehirde Bisiklet Kullanımı Yaygınlaşmalı


 “Güzel şehrimiz İzmir’de yılın yarısından fazlası açık ve güzel bir hava ile geçmesine karşın, nedendir anlayabilmiş değilim ki, İzmir’de yaşayanların sahip oldukları bu şansın farkında değiller. Bisiklet yolları halen yetersiz, sürücüler ise bisiklete karşı duyarsız. Birkaç ufak şey almak için markete gidenin bile altında arabası.
Tek kişilik sürücüler yollarda. Oysa bisiklet yakışmaz mı bu güzelim İzmir’e… Beni bilenler bilir. Bisiklete küçüklüğümden beri binerim. Hiç vazgeçmedim ve vazgeçmek de nasip olmasın. Kimi zaman şehir içinde kimi zaman şehir dışında bisikleti yoğun kullanan kişilerdenim. Ne yazıktır ki, bu güzel kentin sokaklarında bisiklete binenlerin sadece çocuklar olmasını beklemek büyük bir talihsizliktir.
Alsancak’ta oturan bir kişi neden bisikleti ile yakın mesafedeki işine gitmez? Neden belediyelerimiz bisiklet yollarını bir türlü tamamlamaz? Bornova üniversite ilçesi. Neden burada oturanlar üniversitedeki görevlerine bisiklet ile gitmez? Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla arasında neden güzel bisiklet yolları halen yapılmamıştır? Sorular o kadar çok ki?
Bisiklet ile buluşmayı hızlandırmalıyız. Bu kent çok daha fazlasını hak ediyor. Neden bunu ondan esirgiyoruz? Bisiklet ile buluşmamış bir İzmir, İzmir olmaktan çıkar. 7’den 70’e herkesi bir tane bisiklet edinmeye ve yoğun bir şekilde kullanmaya davet ediyorum. Trafikte bisiklet sayısı arttıkça farkındalık da artacaktır. Birkaç yüz metre uzaklıkta bir yere mi gideceksiniz?
Haydi bisiklete!…”

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Neden Böyle Üzülüyorum

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağatay Üstün bilgilendirme yazılarını sürdürüyor. Prof. Dr. Çağatay üstün’ün bizlerle paylaştığı “Neden Böyle Üzülüyorum” yazısı;

Neden böyle dünyanın gidişatı. Etik ve ahlâki duyarlılığın kalmadığını söyleyenlerin umarsız tavırları karşısında üzülüyorum. Hiç kimsenin bu konuda bir sorumluluğu yok mudur? Hiçbir şey yapmamak ve seyretmek de bir tür sorumluluk değil midir?
Bir kez olsun bu konudaki söyleyeceklerimizin dinlenmesini ve anlaşılma yolunda çaba harcanmasını isterdim. Kaba, saygısız, sevgisiz, alaycı, seviyesiz, birbirini öteleyen bir yaşam arzu edilen değildir. İnsanın canlılarla bir arada mutlu yaşamasını arzu ediyorum. Sadece söylemde kalmayan artık gündelik yaşamın içine de dahil olmuş etik bir yaşamın kapısını aralamak lazımdır. Son 20 yılda egolara dönük ve tutsak bir yaşamın bizlere ne getirdiğini halen fark etmedik mi? Acı çeken endüstriyel üretim canlıların acısını azaltamadık. Doğaya verilecek zararı görmezden geldik. Yaz günlerinde aşırı sıcaklara bile bahane bulan, her sene böyle oluyor diye geçiştirenlerin yanıldıklarını tekrarlamadık. Hatalar var. Bunları anlıyorum. Vazgeçmek ve yanlışı örtmek yanlıştır. Başarabiliriz aslında. Ama birbirimizi dinlemiyor ve önemsemiyoruz. Etik doğrular için çaba sarf ederken, karşıma çıkan engelleri nasıl aşabileceğini düşünüyorum. Her şeye rağmen etik zaten bunu mümkün kılmak için 2011’den beri destek verdiğim bir etkinlikti ve devam ediyorum. Belli ki artık dinleme ve anlatma zamanı değil, fark etmeli, gerçeği görmeliyiz. Usul ve kural hatalarını yok sayamayız. İlkelerin zarar görmesine izin veremeyiz. Lütfen, biraz daha duyarlılık. Alışmak değil, alışmadan vazgeçmek ve doğrusunu bilerek bunu uygulamayı denemek durumundayız.